Okula-işe yetişme derdiyle günün en önemli öğünü kahvaltıya vakit kalmıyor. Türkiye’de yetişkinlerin % 55’i kahvaltı yapmıyor.
Uzmanlar sağlıklı bir kahvaltı için 20 dakika vakit ayırın uyarısını yapıyor
Başarılı kişilerin, iş dünyasındaki üst düzey yöneticilerin az uyudukları, güne erken başladıkları anlatılır. Çünkü gün boyu yapılmaya bekleyen pek çok iş vardır ve sabahın erken saatlerini iyi değerlendirmek gerekir.
Bu nedenle erken uyanmak günün temposunu hafifletmek için bir iyi bir fırsat sunar. Yine yoğun çalışan profesyonellerin egzersiz rutinlerini atlamadıkları, örneğin not alarak çalıştıkları yazılır. Bunlardan daha önemlisi patronların kahvaltı yapmayı es geçmedikleri, geçiştirmedikleri bilinir.
Çünkü araştırmalara göre erken saatlerde kalkmaktan eksersiz rutinine kadar, önümüzde uzayan upuzun güne karşı hem vücudumuzu hem de zihnimizi hazırlamak açısından sabah saatleri ve sabah kahvaltısı son derece önemlidir.
“Uykuda geçirdiğimiz 6-8 saatlik süreden sonra ilk ögünümüz olan kahvaltı kan şekerimizin düzenlenmesi, metabolik reaksiyonlarımızın başlaması için de ilk şarttır. Kahvaltı yapmadığımız zaman kan şekerimiz normal düzeyde olmaz, bu da bilişsel faaliyetler için yeterli olmayan kan şekeri demektir. Kan şekerimizin düzenliliği beyin faaliyetlerinin de düzenli olması açısından çok önemlidir. Beynimizin yakıtı kan şekerimizdir.”
Uykudan fedakarlık yapamama, ailenin kahvaltı alışkanlığı olmaması ya da ‘işe gittiğimde yerim’ gibi sebeplerden dolayı sabah kahvaltılarının atlatılmaması gerekir.
Sağlıklı bir ana öğünün en az 20 dakika sürmesi gerekir. Hiç kahvaltı yapmamaktansa, bence kısa bir zamana sıkıştırılmış bile olsa sabah kahvaltı mutlaka yapılmalıdır.
Türkiye’de insanların pek çoğu kahvaltının güne başlamada önemli bir öğün olduğunu düşünse de araştrmalara göre yetişkinler düzenli kahvaltı yapmaya özen göstermiyor.
Türkiye’nin kahvaltı alışkanlıkları ile ilgili yapılan lokal çalışmalar Türkiye’de en çabuk vazgeçilen öğünün kahvaltı olduğunu ortaya koyuyor.
Sonuç
Kahvaltı yapmak başarılı bir günün başlangıcıdır. Kahvaltı yapmayı atlamayın!
1 Nisan 2014 Salı
japon Kahvaltısı Muz Diyeti
Muz Diyeti!
Osakalı Sumiko Watanabe adlı bir eczacının, kocasının zayıflamasına yardımcı olmak amacıyla yaptığı Sabah Muz Diyeti isimli diyet çalışmasında esas olan, sabah kahvaltısını bir muz ve oda sıcaklığında bir bardak suyla tamamlamak.
Gün boyu tok tutan muz sayesinde diğer öğünler az miktarda yeniyor. Bir Japon kadın şarkıcının altı haftada yaklaşık 7 kg. verdiğini duyan Japon kadınları marketlerde muz bırakmayınca, Filipinlerden yapılan muz ithalatında da artış yaşanmaya başlamış.
Bu diyetin bilinen bir zararı yok ancak yine de doktor kontrolü olmadan uygulanmaması gerekiyor.
Japonlara muz kıtlığı yaşatan bu çılgın diyete bir bakalım;
1) Sabah kahvaltısında, doyana dek yiyebildiğiniz kadar çok muz ve bir bardak ılık su kol kaslarıtüketiyorsunuz.
2) Öğlen yemeği için, vasat derecede bir öğün tüketebilirsiniz, fakat aşırıya kaçmayın. Mutlaka su veya süt için. Yasaklanan bir şey yok ama siz yinede sağlıklı beslenin.
3) Öğleden sonra 3 gibi bir şeyler atıştırabilirsiniz.
4) Akşam yemeğinizi saat 8’den önce yiyin. Akşam yemeği için yine ortalama miktarda süt veya su ile tüketin, aşırıya kaçmayın. Kesinlikle tatlı yemeyin
5) Her gece 12’den önce uyumaya çalışın. Muzun faydalarını hepimiz biliyoruz sanıyorum;
stresi azaltır,
tansiyonu düşürür,
vücudun ve beynin yorgunluğunu giderir,
enerji verir, ·
hastaların iyileşmesini hızlandırır,
kemik gelişimini destekler,
krampları engeller.
Muz yemek her hangi bir öğüne potasyum açısından zenginlik kazandırabilir, fakat sabahları aşırıya kaçmak size gün içinde kabızlık olarak geri dönecektir, dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
Osakalı Sumiko Watanabe adlı bir eczacının, kocasının zayıflamasına yardımcı olmak amacıyla yaptığı Sabah Muz Diyeti isimli diyet çalışmasında esas olan, sabah kahvaltısını bir muz ve oda sıcaklığında bir bardak suyla tamamlamak.
Gün boyu tok tutan muz sayesinde diğer öğünler az miktarda yeniyor. Bir Japon kadın şarkıcının altı haftada yaklaşık 7 kg. verdiğini duyan Japon kadınları marketlerde muz bırakmayınca, Filipinlerden yapılan muz ithalatında da artış yaşanmaya başlamış.
Bu diyetin bilinen bir zararı yok ancak yine de doktor kontrolü olmadan uygulanmaması gerekiyor.
Japonlara muz kıtlığı yaşatan bu çılgın diyete bir bakalım;
1) Sabah kahvaltısında, doyana dek yiyebildiğiniz kadar çok muz ve bir bardak ılık su kol kaslarıtüketiyorsunuz.
2) Öğlen yemeği için, vasat derecede bir öğün tüketebilirsiniz, fakat aşırıya kaçmayın. Mutlaka su veya süt için. Yasaklanan bir şey yok ama siz yinede sağlıklı beslenin.
3) Öğleden sonra 3 gibi bir şeyler atıştırabilirsiniz.
4) Akşam yemeğinizi saat 8’den önce yiyin. Akşam yemeği için yine ortalama miktarda süt veya su ile tüketin, aşırıya kaçmayın. Kesinlikle tatlı yemeyin
5) Her gece 12’den önce uyumaya çalışın. Muzun faydalarını hepimiz biliyoruz sanıyorum;
stresi azaltır,
tansiyonu düşürür,
vücudun ve beynin yorgunluğunu giderir,
enerji verir, ·
hastaların iyileşmesini hızlandırır,
kemik gelişimini destekler,
krampları engeller.
Muz yemek her hangi bir öğüne potasyum açısından zenginlik kazandırabilir, fakat sabahları aşırıya kaçmak size gün içinde kabızlık olarak geri dönecektir, dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
Rus Mutfağı ve Kahvaltı
Kahvaltıda yumurta, tereyağı, peynir, sucuk ve ekmek yanında çay veya kahve içerler. Kırsal kesimde aileler sabahları çorba içer.
Ruslar "çorba içmek" yerine "çorba yemek" derler.
Bunun nedeni belki de Rus çorbalarının daha bol malzemeli ve daha koyu olmasıdır.
En önemli çorbaları ünlü "Borşç" (borç) çorbasıdır. Çorba Rus Muıfağı'nın en önemli yemeklerinden biri olduğu için hemen hemen 500'den fazla çeşidi vardır.
Çorbadan sonra esas yemek olarak bir et yemeği, yanında da patates yenir. Rus Mutfağı ete dayalı bir mutfaktır. Genelde sığır eti, kümes hayvanları, koyun etleri tüketilir. Geniş av sahaları bulunduğu için de av hayvanları mutfağın zengin bir bölümünü teşkil eder. Av hayvanları içinde tavşan, ceylan, geyik, yaban ördeği ve yaban kazı en çok avlananlardır.
Bu mutfakta sebze olarak en çok salatalık, havuç, soğan, sarımsak, bal kabağı, şalgam, kırmızı pancar, patates ve lahana tüketilir.
Çin, Arap, Türk ve Fransız Mutfaklarından etkilenmiş olan Rus Mutfağı, çeşitlilik açısından çok zengindir. Çok değişik etnik grupların yaşadığı Rusya'da mutfak bölgelere ve etnik gruplara göre değişkenlik gösterir. Ülke yüzölçümünün çok geniş olması nedeni ile eskiden, özellikle kışın ulaşım zor olduğu için, tabii ki bölgeler arası yemek kültürü değişimi yeteri kadar hızlı olamamıştır.
Zaten Rusya'nın karakteristik bir özelliği halkını teşkil eden grupların kendi geleneksel alışkanlıklarını ve kültürlerini korumuş olmalarıdır. Ayrıca ulaşım güçlüğü bölgeler arasındaki yeme alışkanlığını büyük ölçüde belirleyen sebze ve meyve ticaretini de etkilemiştir.
Rus mutfağı denince ilk akla gelen deniz ürünleri, ülkenin mutfak kültürünü diğerlerinden farklılaştıran başlıca öğelerden biri olarak bilinir. Diğer öğünlerde olduğu gibi, kahvaltıda da havyar, lakerda ve balık çeşitlerini tüketen Ruslar, bu özellikleriyle dünya mutfakları arasında farklı bir yere sahiptirler. Mersinbalığı ile birlikte tüketilen ve Wolga-Schnitte olarak bilinen esmer lakerda ekmeği ile kristal, heykel gibi birçok sanat eserine de ismini veren dünyaca ünlü Rus Yumurtası Rusya’da kahvaltı sofrasının vazgeçilmezlerindendir.
Bu özellik, Rusların proteine dayalı beslenme alışkanlıklarının bir yansıması olarak da görülebilir. Rus kahvaltı sofrasında reçel, marmelat gibi tatlı çeşitleri rağbet görmezken; süt, kahve, kokulu siyah çay ve meyve suları tipik kahvaltı içecekleridir.
Bunun nedeni belki de Rus çorbalarının daha bol malzemeli ve daha koyu olmasıdır.
En önemli çorbaları ünlü "Borşç" (borç) çorbasıdır. Çorba Rus Muıfağı'nın en önemli yemeklerinden biri olduğu için hemen hemen 500'den fazla çeşidi vardır.
Çorbadan sonra esas yemek olarak bir et yemeği, yanında da patates yenir. Rus Mutfağı ete dayalı bir mutfaktır. Genelde sığır eti, kümes hayvanları, koyun etleri tüketilir. Geniş av sahaları bulunduğu için de av hayvanları mutfağın zengin bir bölümünü teşkil eder. Av hayvanları içinde tavşan, ceylan, geyik, yaban ördeği ve yaban kazı en çok avlananlardır.
Bu mutfakta sebze olarak en çok salatalık, havuç, soğan, sarımsak, bal kabağı, şalgam, kırmızı pancar, patates ve lahana tüketilir.
Çin, Arap, Türk ve Fransız Mutfaklarından etkilenmiş olan Rus Mutfağı, çeşitlilik açısından çok zengindir. Çok değişik etnik grupların yaşadığı Rusya'da mutfak bölgelere ve etnik gruplara göre değişkenlik gösterir. Ülke yüzölçümünün çok geniş olması nedeni ile eskiden, özellikle kışın ulaşım zor olduğu için, tabii ki bölgeler arası yemek kültürü değişimi yeteri kadar hızlı olamamıştır.
Zaten Rusya'nın karakteristik bir özelliği halkını teşkil eden grupların kendi geleneksel alışkanlıklarını ve kültürlerini korumuş olmalarıdır. Ayrıca ulaşım güçlüğü bölgeler arasındaki yeme alışkanlığını büyük ölçüde belirleyen sebze ve meyve ticaretini de etkilemiştir.
Rus mutfağı denince ilk akla gelen deniz ürünleri, ülkenin mutfak kültürünü diğerlerinden farklılaştıran başlıca öğelerden biri olarak bilinir. Diğer öğünlerde olduğu gibi, kahvaltıda da havyar, lakerda ve balık çeşitlerini tüketen Ruslar, bu özellikleriyle dünya mutfakları arasında farklı bir yere sahiptirler. Mersinbalığı ile birlikte tüketilen ve Wolga-Schnitte olarak bilinen esmer lakerda ekmeği ile kristal, heykel gibi birçok sanat eserine de ismini veren dünyaca ünlü Rus Yumurtası Rusya’da kahvaltı sofrasının vazgeçilmezlerindendir.
Bu özellik, Rusların proteine dayalı beslenme alışkanlıklarının bir yansıması olarak da görülebilir. Rus kahvaltı sofrasında reçel, marmelat gibi tatlı çeşitleri rağbet görmezken; süt, kahve, kokulu siyah çay ve meyve suları tipik kahvaltı içecekleridir.
25 Mart 2014 Salı
Brezilya Mutfağı
Geçtiğimiz günlerde Brezilyalı arkadaşım Michelle Diniz ile internet üzerinden kısa bir sohbet etmiştik, sohbet sırasında bana Brezilya mutfağını anlatmasını istedim, kendisinin yemek ile arası çok iyi olmasada bana kültürlerinden epey bahsetti. Çok farklılaşmış bir yemek kültürleri var, Afrikalılardan Baharatı, Portekizlilerden zeytin yağı ve balığı almışlar(resmi dilleride zaten Portekizce)
Yoğun olarak Afrikalıların yemek kültürü etkisinde olan Brezilya mutfağında Afrika usulüne göre olan yemekler tüm mevcut malzemelere “Hindistan cevizi yağı” ve “Palmiye yağı” eklenmesi ile hazırlanır.
Un olarak manyok adı verilen bir un çeşidini kullanırlar. Deniz mahsullerinin de çok kullanıldığı ülkede sığır ve tavuk eti de çok tüketilir.
Ülke genelindeki lokantalarda hazırlanan yemeklerin çoğunda domuz yağı kullanılmaz. Yemeklerde Hindistan cevizi suyunun yanında envai çeşit tropikal meyvelerin suları ve et yemeklerinin yanında genellikle fasulye ve pirinçten yapılmış soslar ve garnitürler ikram edilir.
Brezilya’nın en ünlü yemekleri ise şöyle;
Feijoada çok meşhurdur: Siyah kuru fasulye, tuzlanmış dana eti ile birlikte pişirilir ve genellikle beyaz pilav ve kavrulmuş manyok unu ile birlikte servis edilir.
Casquinha de Siri :Büyük bir istiridye kabuğunun içerisine balık, yengeç, ıstakoz, karides etleri ile patates püresi karıştırılarak konulur ve üzerine peynir serpildikten sonra fırında pişirilir. Genelde sıcakta kumsal kenarlarındaki lokantalarda servis edilir.
Vatapa: Karides ve balık parçalarının palmiye yağı ve ekmekle karıştırılması ile hazırlanır. Pirinç ile birlikte servisi yapılır.
Caruru - Kızartılmış karides. Kırmızı biber sosuyla birlikte servis yapılır.
Tacaca - Kurutulmuş karides, semizotu ve sarmısakla hazırlanan sarı renkli ve kıvamlı bir çorbadır. Ayrıca Brezilya uslulü pişirlen kepaplar ve kebapçılar çok meşhur olup İngiltere gibi bir çok Avrupa ülkesinde özel Brezilya kebaplarını sunan restoranlar son yıllarda yaygınlaşmıştır.
Brezilya’da günün her saati ve her zaman kahve tüketimi yapılır. En çok tüketilen sıcak içecek kahvedir. Kahvelerini daha çok Cafezinho adı verilen küçük fincanlar ile içerler.
Et yemeklerinin yanında kaliteli şarap tercih ediyorlar. Şeker kamışından damıtılma yolu ile elde edilen Cachaca sade içilmesinin yanı sıra Hindistan cevizi, ananas, maracuja gibi meyve suları ile karıştırılıp kokteyl şeklinde de içilir.
Bunlara Batida denir. Bunlardan en bilineni limon suyu ve Cachça ile hazırlanan Caipirinha’dır.
şimdilik öğrendiklerim bukadar, dünya yemeklerine yolculuğumuz devam edecek...
Yoğun olarak Afrikalıların yemek kültürü etkisinde olan Brezilya mutfağında Afrika usulüne göre olan yemekler tüm mevcut malzemelere “Hindistan cevizi yağı” ve “Palmiye yağı” eklenmesi ile hazırlanır.
Un olarak manyok adı verilen bir un çeşidini kullanırlar. Deniz mahsullerinin de çok kullanıldığı ülkede sığır ve tavuk eti de çok tüketilir.
Ülke genelindeki lokantalarda hazırlanan yemeklerin çoğunda domuz yağı kullanılmaz. Yemeklerde Hindistan cevizi suyunun yanında envai çeşit tropikal meyvelerin suları ve et yemeklerinin yanında genellikle fasulye ve pirinçten yapılmış soslar ve garnitürler ikram edilir.
Brezilya’nın en ünlü yemekleri ise şöyle;
Feijoada çok meşhurdur: Siyah kuru fasulye, tuzlanmış dana eti ile birlikte pişirilir ve genellikle beyaz pilav ve kavrulmuş manyok unu ile birlikte servis edilir.
Casquinha de Siri :Büyük bir istiridye kabuğunun içerisine balık, yengeç, ıstakoz, karides etleri ile patates püresi karıştırılarak konulur ve üzerine peynir serpildikten sonra fırında pişirilir. Genelde sıcakta kumsal kenarlarındaki lokantalarda servis edilir.
Vatapa: Karides ve balık parçalarının palmiye yağı ve ekmekle karıştırılması ile hazırlanır. Pirinç ile birlikte servisi yapılır.
Caruru - Kızartılmış karides. Kırmızı biber sosuyla birlikte servis yapılır.
Tacaca - Kurutulmuş karides, semizotu ve sarmısakla hazırlanan sarı renkli ve kıvamlı bir çorbadır. Ayrıca Brezilya uslulü pişirlen kepaplar ve kebapçılar çok meşhur olup İngiltere gibi bir çok Avrupa ülkesinde özel Brezilya kebaplarını sunan restoranlar son yıllarda yaygınlaşmıştır.
Brezilya’da günün her saati ve her zaman kahve tüketimi yapılır. En çok tüketilen sıcak içecek kahvedir. Kahvelerini daha çok Cafezinho adı verilen küçük fincanlar ile içerler.
Et yemeklerinin yanında kaliteli şarap tercih ediyorlar. Şeker kamışından damıtılma yolu ile elde edilen Cachaca sade içilmesinin yanı sıra Hindistan cevizi, ananas, maracuja gibi meyve suları ile karıştırılıp kokteyl şeklinde de içilir.
Bunlara Batida denir. Bunlardan en bilineni limon suyu ve Cachça ile hazırlanan Caipirinha’dır.
şimdilik öğrendiklerim bukadar, dünya yemeklerine yolculuğumuz devam edecek...
21 Mart 2014 Cuma
Kahvaltıda Pizza
Pizza çocukların asla vazgeçemeyeceği aperatifler den biridir. Dışarıda yemek istemiyorsanız evinizde kahvaltı sofranızda veya akşam çaylarınızda yapabileceğiniz bir tarif sizlerle.
Malzemeler:
• 5 su bardağı un
• 5 yemek kaşığı sıvıyağ
• 1,5 su bardağı ılık su
• 1 tatlı kaşığı maya
• 1 tatlı kaşığı tepelemem tuz
• 1 tatlı kaşığı tepeleme şeker
• Bir küçük kâse siyah zeytin
• 20 dilim dilimlenmiş sucuk
• 1 adet yeşilbiber
• 1 adet patates
• 5-6 baş mantar
• Yarım kalıp kaşar
• 1 yemek kaşığı domates, 1 tatlı kaşığı biber salçası
Yapılışı:
1. Derin bir kabın içine ılık su, tuz, şeker, sıvıyağ ve maya ilave edip karıştırın.10 dk dinlendirin.
2. Ardından unu derin yoğurma kabına ilave edin ve ortasını havuz şeklinde açtıktan sonra içine dinlendirdiğiniz mayalı sıvıyı ilave edip hamur haline getirin.
3. Hamuru top haline getirin ve elinizi zeytinyağına bulayıp hamurun her tarafına sürün ardından yoğurduğunuz kabın içini de yağlayıp hamuru içine yerleştirin.
4. Sonrasında hamurun üstünü streç film le kaplayıp oda sıcaklığında bekletin.
5. Hamur kabardıktan sonra havasını alıp tekrar yuvarlayın.
6. Küçük bir kâsenin içinde salçaları, su, tuz ile karıştırıp sos yapın.
7. Mantar, sucuk, zeytin, patates ve biberi küçük küçük dilimleyin.
8. Mantar ve patatesi ayrı ayrı tavada 4-5 dk soteleyin.
9. Hamurunuzu ince bir şekilde açın ve daha sonra tepsinizi yağlayıp hamuru yayın.
10. Ardından hazırladığınız sosu fırça yardımıyla sürün. Sırasıyla doğranan malzemeleri ilave edin.
11. Önceden 160 derecede ısıtılmış fırında 30-35 dk pişirin pişmesine 5 dk kala rendelenmiş kaşarı üzerine serpin.
12. Sıcak olarak servis yapın.
Malzemeler:
• 5 su bardağı un
• 5 yemek kaşığı sıvıyağ
• 1,5 su bardağı ılık su
• 1 tatlı kaşığı maya
• 1 tatlı kaşığı tepelemem tuz
• 1 tatlı kaşığı tepeleme şeker
• Bir küçük kâse siyah zeytin
• 20 dilim dilimlenmiş sucuk
• 1 adet yeşilbiber
• 1 adet patates
• 5-6 baş mantar
• Yarım kalıp kaşar
• 1 yemek kaşığı domates, 1 tatlı kaşığı biber salçası
Yapılışı:
1. Derin bir kabın içine ılık su, tuz, şeker, sıvıyağ ve maya ilave edip karıştırın.10 dk dinlendirin.
2. Ardından unu derin yoğurma kabına ilave edin ve ortasını havuz şeklinde açtıktan sonra içine dinlendirdiğiniz mayalı sıvıyı ilave edip hamur haline getirin.
3. Hamuru top haline getirin ve elinizi zeytinyağına bulayıp hamurun her tarafına sürün ardından yoğurduğunuz kabın içini de yağlayıp hamuru içine yerleştirin.
4. Sonrasında hamurun üstünü streç film le kaplayıp oda sıcaklığında bekletin.
5. Hamur kabardıktan sonra havasını alıp tekrar yuvarlayın.
6. Küçük bir kâsenin içinde salçaları, su, tuz ile karıştırıp sos yapın.
7. Mantar, sucuk, zeytin, patates ve biberi küçük küçük dilimleyin.
8. Mantar ve patatesi ayrı ayrı tavada 4-5 dk soteleyin.
9. Hamurunuzu ince bir şekilde açın ve daha sonra tepsinizi yağlayıp hamuru yayın.
10. Ardından hazırladığınız sosu fırça yardımıyla sürün. Sırasıyla doğranan malzemeleri ilave edin.
11. Önceden 160 derecede ısıtılmış fırında 30-35 dk pişirin pişmesine 5 dk kala rendelenmiş kaşarı üzerine serpin.
12. Sıcak olarak servis yapın.
Yumurtalı Sandviç
Muhteşem kahvaltı tariflerimizden ve ayrıca atıştırmalıklardan bir tarif daha paylaşıyorum arkadaşlar. Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmez besini yumurta bu defa sandviç ekmeğinin arasında :)
Malzemeler
• 4 adet yumurta
• 1 yemek kaşığı mayonez
• 6 küçük salatalık turşusu
• 1 adet kırmızı biber
• Kırmızı pulbiber
• 2 adet sandviç ekmeği
• Tuz
Yapılışı
1. Yumurtaları katı halde haşlayın ve soğuduktan sonra küçük küçük doğrayın.
2. Turşuyu ve biberi küp şeklinde doğrayıp yumurtaya ekleyin.
3. Tuz, pul biber ve mayonezi ilave ederek hepsini karıştırıp sandviç ekmeğinin arasına yumurtalı karışımdan koyarak servis yapın.
İngiliz Kahvaltı Çöreği
Mis kokusuyla evinizde müthiş lezzetli kokular yaratan hazırlanması kolay bir tariftir, İngiliz Kahvaltı Çöreği . Yanında tereyağıyla ve mutlaka sıcakken tüketilmeli.
Malzemeler:
• 4 yemek kaşığı tereyağı
• 2 su bardağı un
• 4 adet yumurta
• 1 paket kabartma tozu
• 1 tatlı kaşığı karbonat
• Yarım su bardağı süt
• Yarım çay kaşığı karabiber, tuz
Yapılışı:
1. Unu geniş yoğurma kabına eleyin ve ortasını açın.
2. Tereyağını eritin ve kabartma tozu, yumurta, tuz, karabiber ve sütü unun içine ilave edip kulak memesi kıvamında bir hamur elde edin.15 dk buzdolabında dinlendirin.
3. Fırını 190 dereceye ayarlayın.
4. Dinlenen hamuru temiz bir tezgâhta merdane yardımıyla 1,5 cm kalınlığında açın.
5. 5,7 cm çapında çay bardağı ya da kalıpla hamuru kesin ve yağlanmış tepsiye dizin.
6. Rengi altın sarısına dönene kadar pişirip sıcak olarak servis yapın.
Malzemeler:
• 4 yemek kaşığı tereyağı
• 2 su bardağı un
• 4 adet yumurta
• 1 paket kabartma tozu
• 1 tatlı kaşığı karbonat
• Yarım su bardağı süt
• Yarım çay kaşığı karabiber, tuz
Yapılışı:
1. Unu geniş yoğurma kabına eleyin ve ortasını açın.
2. Tereyağını eritin ve kabartma tozu, yumurta, tuz, karabiber ve sütü unun içine ilave edip kulak memesi kıvamında bir hamur elde edin.15 dk buzdolabında dinlendirin.
3. Fırını 190 dereceye ayarlayın.
4. Dinlenen hamuru temiz bir tezgâhta merdane yardımıyla 1,5 cm kalınlığında açın.
5. 5,7 cm çapında çay bardağı ya da kalıpla hamuru kesin ve yağlanmış tepsiye dizin.
6. Rengi altın sarısına dönene kadar pişirip sıcak olarak servis yapın.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)